8 Ocak 2011 Cumartesi

Bilkent Üniversitesi Öğrenci Konseyi'ne Açık Mektup

NOT: İşbu yazı, Alper Yasin Altınel'in Bilkent öğrencilerine yazdığı açık mektuba cevaben kaleme alınmıştır.

Değerli Alper Yasin Altınel ve güzide arkadaşlar,

Hepimizin bildiği üzere 6 ocak’ta Ankara’daki öğrenci konseyi başkanları olarak Çankaya Köşkü’ne davet edildiniz. 11 farklı üniversite ve farklı görüşten 14 öğrenci arkadaşımız teker teker üniversite problemlerini dile getirdiğinizi söylediniz. Ne gariptir ki, bu 11 farklı üniversite ve görüşten arkadaşımızın ağzından çıkan sözler aynıydı. Aldırmamalıyız. Farklıydınız. Gerçekten. Sn. Cumhurbaşkanımız’ın size olan tavrı gayet ılımlı ve sıcakmış, çok enteresan; halbuki biz sizi yanına çağırıp neden sahip çıkmıyorsunuz bu bebelere diye azarlamasını bekliyorduk. Bu notun çok ilgi çekici.

Köşk’te ne güzel problemlerden konuşmuşsunuz. Duygulandık. Harç sorunu, kredi problemi, yurt ve
konaklama şartları, işsizlik, polis şiddeti ve ulaşım. Titreme geldi bana. Ama çok da mutlu oldum. Kendini bilmez provokatörün anadilde eğitim sorununu konuşmamışsınız. Sayın Alper Yasin Altınel, işte bu yüzden biz sana kızıyoruz. İşte bu yüzden Jaguar’ını da dilimize doladık. O kendini bilmez, marjinal grup mensubu olarak suçladığın, hitab ettiğin kesim hakkında en ufak bir fikrin yok senin. Sen, sana hoş gelmeyen fikre böyle sahip çıkıyorsun. Kim olduğunun farkında değilsin. Senden kimse, bize Kürtçe eğitimi getir demiyor. Öyle sanıyorsun. Kendi yargılarını veriyorsun. Kendi başına ülkenin resmi dilini bize hatırlatıyorsun. Sen kimsin Alper? Sen kim olarak bana dilden bahsediyorsun? Seçilmiş olduğunun, hizmet etmekle yükümlü olduğunun ne kadar farkındasın? Sen karar mercii değilsin sayın Alper Yasin Altınel. Senin verebilecek bir tavizin yoktur. Haddini bilmekle ilgili sorunların olduğu çok aşikar. Birileri bir şeyleri konuşmak isterse konuşur. Onların haksızlığına olan yargın sebebiyle onları engelleyemezsin. O demokrasi ve özgürlük dediğin kavramlardan az biraz nasibini alsan, böyle çapsız söylemlerde bulunmazdın.

Protesto öğrencilerin en doğal hakkıdır demişsin. Toplantının ilk başarısı onur verici gerçekten. Farkında değilsin değil mi absürdlüğünün? Sen nerdeydin Alper? O 11 farklı görüşten arkadaşın nerdeydiniz? Bu inanılmaz yaratıcılıktaki fikirleriniz(!) neden Yusuf Ziya Özcan’a daha önce gitmedi. Halbuki aranızda onun oğlu falan da olması lazım. Cumhurbaşkanı sizi köşküne çağırana kadar bu yök başkanına gitmiyor, ama o adam cumhurbaşkanı tarafından uyarılınca, sizin başarınız oluyor öyle mi? Alper, bunun adı başarısızlıktır. Bu olabilecek bir iş ve bu ana kadar yapılmamışsa, buna başarısızlık denir. İçeride tiyatro dönüyor demek yanlış, inan o kadar iyi oyuncular değilsiniz.

12000 öğrencimizin yaklaşık 7000’inin oy kullanmasıyla gerçekleşen seçimler sonrası arabalarınızda kornalara basarak okulu turlamanız, gerçek bir demokrasi göstergesiydi. İnsanlarının isimlerinin çalındığı an içimden demokratik cinler geçmekteydi sayın konsey başkanım. Aa, hele sizi eleştiren bir yazımın ardından bir cengaverin odamı basmakla beni tehdit etmesi demokrasiye olan inancımı kat be kat artırdı. Rektör bey ile haftalık toplantılarınızın sonucu GE250 oldu ki, yemin ediyorum şu işin mantığını bana anlatanın kırk yıl kölesi olucam. Dünya sıralamasında 112. Olmak da inan büyük başarı, bence google da biraz daha aratırsak daha başarılı olduğumuz listeler bulabiliriz. Sayın konsey başkanım; siz hayatın bize yaptığı bir şaka olmalısınız.

Çok açık ve net. TBMM senato fikri size aitse, tebrik ederim. Tuttuğumda elimde kalmayan tek noktanız bu sanırım.

Şimdi gelelim sevimli hayvanımız jaguar’a. Sayın başkanım, ne lüzumu vardı? Allah aşkına ne lüzumu vardı? Şimdi sen ve, kendini ileri zeki hisseden bir başka değerli arkadaşlar seni jaguar’ın var diye eleştirdiğimizi falan sanıyorlar. Ucuza kaçıyorsunuz. Cık, o iş öyle değil. Biz seni jaguar’ın var diye değil, jaguar’ın varken bizi anlayamazsın diye eleştiriyoruz. Ulaşım sorununun ne kadar mühim olduğunu servise binmeyen adam algılamaz çünkü haftanın her günü. Ayda 500 lira alırken 4 liraya marmara’dan 1er kaşık yemenin, sonra ODTÜ Çatı’ya gidince görgüsüzler gibi “ucuz lan bunlar!” diye yemeğe saldırmanın ne demek olduğunu bilmez o adam. Bilir, bildiğini sanar. Ama anca cumhurbaşkanı çağırınca aklına gelir, ya böyle böyle diye. Sonra da derki yetkili adam, ama bak biz artırdık bursları. Susar jaguar’lı genç. E doğru çünkü. Senin evcil hayvanında kimsenin gözü yok sayın konsey başkanım, bizim derdimiz bizi anlayamaman. Anladığını sanman. Sonra Murat Boz’u mayfest’e getirmen.


Haber bültenlerinde belirttiğin gibi, bu konuda seni eleştiren arkadaşlar daha iyilerine sahip olabilirler. Ama hala mevzunun senin paran olduğunu sanıyorsun. Para nın ne menem bir şey olduğunu biliyoruz biz. Seni ekonomik durumuna göre değerlendirmiyoruz, aslında öyle değerlendirsek senin için daha iyi olur. Çünkü hakikatten anladığını düşünüp de böyle davranıyorsan durum çok vahim sayın başkanım.

Bu arada, lisede okul başkanlığı gerçekten önemli bir bilgi verilmesi gereken. Benim de Alex imzalı Fener formam var. Sanırım mektubun bu bölümü alakasız bilgiler için.

Bilkent üniversitesi öğrenci konseyi başkanlığı’na yaklaşık 4500 kişinin oyuyla gelmişsin. Abi bana konsey başkanı Alper olsun mu diye bir soru yoktu. Enteresan bak bu da. Ben bölüm temsilcimi seçmiştim sadece. Oy sana gitmiş demekki. Tüh.

Fakat şunu da gördük ki, ne çok eleştiriye tahammülsüz, ne çok istediğini istediği gibi anlayan, ne de çok fırsattan istifade “adam zenginse suç mu bilader” diyen aklıevvel arkadaşımız varmış. Bakın, benim de sizlere tavsiyem şudur. Eleştirildiğiniz zaman paniğe kapılmayın, birden böyle büyükçe yazılar yazıp, twitter’ları kapatmayın. Oturup bi soluklanıp, su için. Düşünün, ne diyor bu adamlar diye? Düşünün ben niye burdayım diye. Düşünün üniversite nedir diye. Düşünün, ben fikirleri yargılayabilecek pozisyonda mıyım diye. Biz de bu ülkeyi seviyoruz Alper arkadaşım, üstelik sadece bu ülkeyi değil, dünyayı, insanı, fikirleri, dilleri, özgürlüğü de seviyoruz. “Yılmadan çalışmaya devam ediyoruz. Kimse boşuna heveslenmesin.” (Doktor bu ne?)

Saygılarımla,

Aykut Bal
Bilkent Üniversitesi Sıradan Öğrencisi
(Bu çok savunduğunuz İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi’ne ne oldu bu arada?)

25 yorum:

Mehtap Akbaş dedi ki...

Kesinlikle aklımdan geçenlerin güzel bir şekilde yazıya dökümü. Teşekkür ettim bu sebeple.

Deniz Kargılı dedi ki...

Bir tek vurgu dahi değiştirmeden altına imzamı atarım, ve hatta, bu sözlerin benim ilk olarak benim aklımdan çıkmadığı gerçeğine kıskançlıkla bakarım.

Empatinin, demagojinin ve ortada olması ve olmaması gereken her şeyin altını çizmişsin, doldurmuşsun; teşekkürler borç hanemize yazılıyor Aykut. Tüm bu saçmalık dahilinde sen, söylenmesi gerekenleri masaya vurmuşsun. Ellerine sağlık.

Aykut dedi ki...

Teşekkürler, söylenecek o kadar çok şey var ki daha söyleyemediğimiz.

Adsız dedi ki...

Bu adamlar onun bunun parasıyla okulda çakalllık yapıp dışarda dayak yiyen orda burda artislik yapıp güzel arabası olanlara abi diyen çakallardır, 2 sende okuldan soğudum onlar yüzünden.

Adsız dedi ki...

Bunlar 15 kişilik abaza gurubudur bizim okulda. senelerdir milltiyçiyizi ocaktanız diyip güçlü akp olunca akp nin köpeği olanlardır. baştan beri ideoijisi bu olanlarda vardır aralında onlara birşey söylemiyorum. ama bunlar kavga edince egolarını tatmin edip dayak yiince öncekki geceyi unutan tiplerdir. bilkenti rezil eden kapitalizmin yavrularıdır.

Adsız dedi ki...

Bu adam, zaten bu yıl seçilemeyecekti. Askerdeki kankası Kaan Özcan bunu öngördüğünden, YÖK Başkanı babası Yusuf Ziya Özcan'a durumu anlatıp bu yıl üniversitelerde yeni konsey seçimi olmaması ve geçen yılkilerin görev süresini uzatılması konusunda karar alınmasını sağladı. Bu da o kadar gizli saklı bir bilgi değil facebookunda konuşuluyor

clownfish dedi ki...

Hay ağzına (parmaklarına?) sağlık. Feysbukta paylaştım bi de bunu ben, izninle.

Adsız dedi ki...

tok açın halinden anlamaz mantığıyla hareket edilmiş. anlar kesinlikle diyemem ama anlamaya çalışır, dinler, önerileri alır, çabalar anlamak için ki her ne kadar Alper'i sevmesem de çocuk bunu yapıyor ben şahit oldum. Bu çocuğun tok olduğu seçimlerde de belliydi o zaman seçmeyip seçmeyi düşünenlere de seçtirmeseydiniz burası size kalmış, bu demek değildir ki sütten çıkma ak kaşık, süper bir insandır Alper. Yok efendiler onun da hataları vardır, bir daha oy vermezsiniz. seneye kendi içinizden, halktan bir aday çıkartıp onun seçilmesi için uğraşırsınız o zaman, bir parti kurup ilk yılında seçimi kazanıp başkan olmak bir ütopya değil bunu hepimiz gördük. Eleştirmek en kolayı, peki ya icraat?

Adsız dedi ki...

tanıyorum bu çocugu tüm bilkentin dilnde bunlar , ne rezil bir grup otururlar gözlük çakmak telefon sahte saat anahtar hepsi masada maganda grubu

Adsız dedi ki...

" Tok açının halinden anlamaz mantığıyla hareket edilmiş " diyen düz mantıklı troll! Seçimlerde öğrencilerin nasıl tehdit edildiğini biliyor musun? Ha, sen şimdi şu "bir parti kurup ilk yılında seçimi kazanıp başkan olmak bir ütopya değil" üstün mantığınla, "senin elin armut mu topluyor?" diyeceksin! Ben de "haklısın" diyeceğim ve "bana kalsa karşılık" veririm diyeceğim! Ama herşey öyle kolay değil! Kanunlar da sağcılar ve solcular için farklı işliyor bu ülkede!

Ben İstanbul Üniversitesi'nde okuyorum. Beyazıt'ta çoğu öğrencinin, ayda bir kere bile sinemaya gidecek parası yok! Kantinden 40 kuruşluk çayı içecek parası yok! O Bilkentli konsey başkanının jaguarı, parası, lisede yaptığı sınıf başkanlığı, Anadolu'nun, Allah'ın çocuğuyum mottosu da hiç s.kimde değil! Fakat buraya gelip, yazıyı okuyup, o kıt aklınla "oy vermeseydin o zaman!" dersen iş değişir sevgili liboş! İcraat dediğin "çalıyor ama hizmet veriyor" ise öyle hizmetin de taaaa .....

Bu arada Aykut güzel bir yazı olmuş. Eline, emeğine sağlık !

Adsız dedi ki...

burada bazı kişilerin haklı yorumlarını görüyorum bilerek sorgulayarak yapılmıs ama uzaktan gormeden bi iki kez denk gelmeyle yapılan bilmeden yorumları gordukce gercekten guldum sadece. Tanımadan etmeden bir insanı eleştirmek yakışmaz, ben burada Jaguar'ı olduğu için eleştirilmesine karşıyım bütün gazetelerde ana sayfada Alper'in resmi var sadece. Niye? Sadece Jaguar'ı var diye. Bu yanlış, bu çocuk bunu ailesinin parasıyla almıştır oalbilir, bu ülkede sonuçta kapitalist bir düzen var değil mi. Nedir yani başka öğrencilerin maddi imkanı yok diye o da mı o şekilde yaşasın bana saçma geliyor bu. Ha derseniz ki bu çocuk anlayamaz öğrenci problemlerini o konuda tamam hak veririm ama yine de kesinlikle katılmam, sonuçta bir yumurtanın iyi olup olmadığını anlamak için yumurtlamaya gerek yok. Orada 11 tane üniversite öğrenci konseyi başkanı var diğerlerinin durumu çok mu kötü? E diyelim iyi değil e kardeşim o zaman da onlar anlar sizi. Ayrıca o tehdit edilip odanı basarız falan gibi birşey ne demektir, asla inanmam. Ben de aktif rolde görev aldım seçimlerde ve bana yapılan denilen şeylere en kibarlığımla cevap verirken benim gibi adamların böyle birşey demesine asla ihtimal bile veremem.

Adsız dedi ki...

Neden inatla, jaguarı olan insan bizi anlayamaz diyorsunuz onu da ben anlayamıyorum. Altındaki araba mı bir insanın anlayabilme yetisini geliştirir. Bu çocuğun okulda hiç eşi dostu yok mudur da onlardan görüp ble anlamasın? Çevresindeki herkes ferrari jaguar mı kullanıyor? Olayları tam olarak anlayamadan bu yazının kaleme alındığını düşünüyorum. Okul konsey başkanı seçilmiş bu insan, demek ki bazı bildikleri var. Bir şeyler için çabalayacağına inanılmış aa ama altında jaguar varmış anlamaz hadi görevden alınsın nasıl bir düşünce tarzıdır. Kmsenin olaya objektif bir şekilde yaklaşamadığı inancındayım. O arabayı gazeteciler fark etmese idi yine aynı kişiye sen anlamazsın bizim durumumuzu diyebilecek miydiniz? ya da neden mi daha önce açılmadı öğrencilerin sorunu diyorsunuz ya? bu ülkede her şeye zamanında ses edildi de bir okul konsey başkanı etmedi bunu değil mi? of herkese olay oldu çocuğun arabası, konuşulacak o kadar şey varken hadi arabasını konuşalım...

Aykut dedi ki...

Öf be arkadaşlar, bakın madde madde yazıyorum, daha basit olsun anlamanız için.

* Yök başkanının oğlu bu adamlarla çalıştı.

*Bu arkadaşın bahsettiği sorunlar bu sene ortaya çıkmadı, hep vardı.

*Bugüne kadar adam gider konuşurdu Yök başkanı falan kalmazdı.

*Ama cumhurbaşkanına gidince bunlardan Yök başkanının haberi oldu.

*Bu da başarı diye lanse edildi.

*Adamın jaguarı değil, ferrarisi olsun beni ilgilendirmez.

*Ama bu adam demekki önemsememiş bu sorunları. Şimdi aklına geliyor.

*Jaguar sikindirik bir simge sadece.

*Diyorum ki adamın keyfi yerinde ondan sahiplenemiyor ister istemez.

*Sahiplendiğini iddia edebilirsiniz.

*Eğer öyleyse, durum daha da vahim.

*Demekki adam beceriksizmiş, 1.5 senede sorunları şimdi iletebiliyor.

*Oldu mu?

*Lütfen, yeter artık.

Unknown dedi ki...

Peki bu kişiyi seçerken niçin bu kadar hassas davranmadıız sayın öğrenciler?Yazıda 12000 kişiden 7000 kişinin oy kullandığı yazıyor.Kandinize temsilci seçilirken sahip çıkmazsanız oyunuza işte böyle konuşursunuz şimdi.

Aykut dedi ki...

onu da yazmıştım Ayşe. Biz bölüm temsilcisi seçtik. Biz konsey başkanı seçmedik. Bunu seçen onlar. Ki Bilkent'te yapılan seçimler, kulisler falan, aman aman yani.

Unknown dedi ki...

Evet ama üniversite öğrencisi olarak başında bazı şeyleri öngörüp ona göre tepkinizi koyabilirdiniz arkadaşım.Benim ne üniversiteyle bağlantım var ne de o kişiyle ama dışardan bakınca direkt bunlar geliyor insanın aklına.Yani gücenmeyin ama seçim sistemi sizin isteklerinize cevap vermiyorsa bunun mücadelesini vermeliydiniz.Şimdi söylenen herşey çok gereksiz...

Aykut dedi ki...

Bunun mücadelesidir benim verdiğim zaten. Okulda yaptığım sunumlar, kulübümdeki söylemlerin bunun mücadelesidir. Ama bu mücadelenin basında ya da senin görebileceğin yerlerde olmaması, bu mücadelenin verilmediği anlamına gelmez.

Bu söylenenler anlamlıdır. Çünkü Alper okuyup olayın ciddiyetinin farkına varabilir. İdareden biri okuyup olayı daha iyi analiz edebilir. Bir sonraki seçimde gelen başkan okulun isteklerini daha doğru analiz edebilir.

Adsız dedi ki...

Aykut Bey, bakış açınızı anlamlandırabilmek mümkün değil. Ne denli eleştirel incelediğiniz olumlu olan bir şeyi tek satırda geçerek eleştiri bombardımanına tutmanız. Bana kalırsa bu sizin iyi niyetli olmadığını gösteriyor. Gerçekten olanlar hakkında genel bir değerlendirme yapıyor ve bir kişiye ithafen bir mektup hazırlıyorsanız olumlu olan şeyleri de takdir etmeniz gerekmektedir. Bana kalırsa bu mektubu burada yayımlıyor olmanız da, okulda veya arkadaş çevrenizde popüler olma çok doğrultulu olsa gerek ki bir diğer süper marjinal arkadaşınız da hemen yorumu iliştirmiş.

O gün kampüse Muharrem İnce geldiğinde de bir grup marjinalin benzer saldırıları olmuştu,bunu çok açıkça görebiliyoruz. Lise zihniyetinde kalmış olan farklı olma çabasını hala sürdürüyor olmanız gerçekten çok acınası. Eleştirmek yerine bir şeyleri değiştirmek adına harekete geçebilir ve marjinal kitlenizle übertonik planlar oluşturarak bir sonraki seçimde bizlerden oy isteyebilirsiniz. Yazmak bedava,çalışma zor iş..

Aykut dedi ki...

Adsız Bey, bu bir cevap mektubudur ve gönderilen mektupda edilen ithamlara cevaptır. Umarım şimdi daha anlamlı gelir. Bana kalırsa iyi niyet anlayışınızı yazmanız gerekli. İyi niyet Alper'in hayatına kaldığı yerden bir şeyler değiştirmeden devam etmesiyse, inanın hiç iyi niyetli değilim. Ama bana kalırsa iyi niyet bir şeyleri değiştirmek ve ya rahatsızlığını dile getirme cesareti gösterebilmektir. Bir kişiye ithafen mektup hazırlıyorsak olumlu olan şeyleri takdir etmek gerektiği sanrısının sebebi bu mektubun bir cevap niteliği taşımasıdır. Marjinal kelimesi ağızlarınıza pelesenk oldu, nedir bu da açıklayınız. Popülerite derdim değil inanın, öyle olsa takım elbise giyer geçmişte olan başarılarımı dökerdim bu yazıda. İnanın popüler olmak adına böyle şeylere tamah etmeyecek kadar geçmişim var. Bir diğer marjinal arkadaşımı tanımıyorum.

Şimdi bu bir grup marjinal tü kaka insanla bir bağıntım yok benim. 4 senedir bu okuldayım. Gelmediğiniz tiyatro oyunlarımdan daha marjinal bir eylemim olmadı.

Hayatımın geride kalanı marjinal olma çabasıyla geçmedi. Lise de dahildir buna. Bu noktada neye acıdığınızı anlamadım. Bir şeyleri değiştirmek adına yaptıklarımı anlatırsam utanırsınız. Bunu bu mesaja vericeğiniz cevapta isteyip istemeyeceğinize göre açıklayabilirim. Übertonik planlar kendim için olmaz, sizin bizim yok benim algımda. Bir sonraki seçimlerde ben mezun olucam. Üstelik inanırmısın, billboard kiralıcak param da yok. Tekrar söylüyorum, yaptıklarımı söylersem utanırsınız. Kimle konuştuğunuzu bilmeden, "beh birader, konuşuyosun da ne yaptın?" tribine girmeyiniz.

Adsız dedi ki...

Öncelikle ismimi belirtmeyi unutmuşum. Adım Semih. Elektrik Elektronik 1,5.sınıf irregular öğrencisiyim. Yazdıklarınıza hak verdim. Gerçekten çok saçmalamışım. Siyasi konularda da çok fazla bilgim yok ama böyle şeyleri okuyunca biraz gaza geliyorum. Özür dilerim :(

ali dedi ki...

şu seçim işlerine bir açıklık getirelim. Bilkentte seçimleri öyle aranızdan birini belirleyin o seçilsin diye kazanma şansı yok kimsenin.

Bu seçimler gayet antidemokratik bir şekilde, pek çok maddi/manevi destekle dönüyor. Çünkü işte rant var. Bırakırlar mı kimseye.

Aday olanlar ve işte birilerince desteklenenler zaten kendi cepleri de seçim propogandasında bazılarının aylık gelirini pankarta afişe harcayanlar, niye aday oluyorlar. Bunun bir açıklaması var mı? Ne yapacaklar, bize ne katacaklar. Bugüne kadar 4 yıllık bilkent hayatımda hangi bölüm temsilcisi gelip insanlara projesini anlattı? Bunun yerine gelip 'seçimden önce fasıl var' diyaloglarına maaruz kaldı insanlar. Böyle rüşvet mi olur. Birisi kömür verir birisi fasıl düzenler. Ha suç sadece hırsızda mı değil? bir fasılla oy veren seçmen de suçludur.

seçim gelir, bu maddi manevi güçlü adaylar ve yandaşları iş başına gelir. 1. sınıflar zaten kolay lokma onlar için. yeni olduklarından ötürü zorla oy kullandırtılır vs. yine aynı şekilde üst sınıflara baskı yapılır, insanların başında durulur bir şekilde manüplasyon yapılır.

Bu bölüm temsilcileri arasından gerçekten, sadece bilkent değil, bütün üniversite öğrencisinin sıkıntılarını bilen paylaşan bir adam çıkartmaya engel midir? hayır. ancak bireysel olarak ya da arkasında insanlar varken bu iş olmuyor arakdaşlar. o pozisyona gelebilmek için maddi/manevi destek gerekiyor.

Neyse seçim olayı budur. Öğrenciler bölüm temsilcilerini seçerler, bölüm temsilcileri de gider öğrenci başkanını seçer. Yani öğrenci başkanını öğrenciler direkt olarak seçmemişlerdir.

Bir de asıl skandal bu yılın başında yaşandı. YÖK yönetmeliği değiştirerek, öğrenci konseyi seçim sürelerini 2 yıla çıkardı ve mevcut konseylerin görevlerine devam etmesi kararını aldı.

Bu artık hukuka aykırılıktan öte, ahlaka bile aykırı bir harekettir. Üniversite öğrencileri bu kadar mı salak yerine konulur. Zaten temsilcileri (hem bölüm hem konsey başkanı) öğrencileri temsil etmezken, sürelerini uzatmak nedir?

Ben 4 yıldır okuyorum, kendi bölüm temsilcimin bizi temsil ettiğine yaşanan sıkıntılara en azından bir çözüm önerisi sunduğunu hatırlamıyorum. Çünkü bölüm temsilcilerinni ve konsey başkanının görevi takım elbise giyip kurtlar vadisicilik oynamaktır. Zaten siyasi teamülleri de bu yöndedir.

Konsey başkanının gördük "ana dilde eğitim hakkı isteyenler" provakotördür sözünü. Kendisi Bilkent Siyaset Bilimi bölümünde ana dilinde eğitim görmezken bu söylemi ne kadar ilgnçtir.

Şimdi gel gelelim jaguar meselesine. Ben bu olaya tepki gösteren bilkentlinin jaguar yüzünden tepki gösterdiğini düşünmüyorum. Bilkentli öğrenci, ortadaki temsilcinin kendisini temsil etmemesinden bu güne kadar bir şey yapılmamasından ötürü koyuyor ortaya bu tepkiyi.

Yahu vakıf okulu diye herkes zengindir karinesi mi işliyor bilkentte. marmaradaki yemek fiyatları nedir öyle ki marmara bilkentin en ucuzu. Diğer yerlere değinmiyorum bile.

Ya da daha önemlisi, öğrenci temsilcileri niye bu üniversite öğrencilerinin okulda söz sahibi olabilmesi için çalışmıyor. Çünkü A. Altınelin görüşüne yazdığı mesaja göre anlıyoruz ki, söz sahibi olan, eleştiri yapan adam marjinaldir.

Ne marjinallikmiş arkadaş. Bugün diğer okullarda normalce insanların haklarını arayabilmek için yapılan herhangibir eylem bilkentte yapılabiliyor mu? hayır. En basitinden öğrenciler gidip marmaraya oturup evlerinden yemek getirip, fiyatları protesto edebiliyor mu? hayır. neden çünkü öyle bir sindirmişlik var ki, rektörlük seviyesinde öğrencilerin sıkıntlarını dile getirmesi grekenler de bunu yapmayınca, 'imza toplayan okuldan atılır' mantelitesiyle yürüyor işler. ya da ge250 kisvesi altında insanlar fişlenmiyor falan.

sonuçta ortadaki durum budur. bir jaguar sayesinde ulusal basına yansımıştır olay bir ucundan. doğal olarak da öğrenciler seslerini duyurmak istemektedirler.

ali dedi ki...

şu seçim işlerine bir açıklık getirelim. Bilkentte seçimleri öyle aranızdan birini belirleyin o seçilsin diye kazanma şansı yok kimsenin.

Bu seçimler gayet antidemokratik bir şekilde, pek çok maddi/manevi destekle dönüyor. Çünkü işte rant var. Bırakırlar mı kimseye.

Aday olanlar ve işte birilerince desteklenenler zaten kendi cepleri de seçim propogandasında bazılarının aylık gelirini pankarta afişe harcayanlar, niye aday oluyorlar. Bunun bir açıklaması var mı? Ne yapacaklar, bize ne katacaklar. Bugüne kadar 4 yıllık bilkent hayatımda hangi bölüm temsilcisi gelip insanlara projesini anlattı? Bunun yerine gelip 'seçimden önce fasıl var' diyaloglarına maaruz kaldı insanlar. Böyle rüşvet mi olur. Birisi kömür verir birisi fasıl düzenler. Ha suç sadece hırsızda mı değil? bir fasılla oy veren seçmen de suçludur.

seçim gelir, bu maddi manevi güçlü adaylar ve yandaşları iş başına gelir. 1. sınıflar zaten kolay lokma onlar için. yeni olduklarından ötürü zorla oy kullandırtılır vs. yine aynı şekilde üst sınıflara baskı yapılır, insanların başında durulur bir şekilde manüplasyon yapılır.

Bu bölüm temsilcileri arasından gerçekten, sadece bilkent değil, bütün üniversite öğrencisinin sıkıntılarını bilen paylaşan bir adam çıkartmaya engel midir? hayır. ancak bireysel olarak ya da arkasında insanlar varken bu iş olmuyor arakdaşlar. o pozisyona gelebilmek için maddi/manevi destek gerekiyor.

Neyse seçim olayı budur. Öğrenciler bölüm temsilcilerini seçerler, bölüm temsilcileri de gider öğrenci başkanını seçer. Yani öğrenci başkanını öğrenciler direkt olarak seçmemişlerdir.

Bir de asıl skandal bu yılın başında yaşandı. YÖK yönetmeliği değiştirerek, öğrenci konseyi seçim sürelerini 2 yıla çıkardı ve mevcut konseylerin görevlerine devam etmesi kararını aldı.

Bu artık hukuka aykırılıktan öte, ahlaka bile aykırı bir harekettir. Üniversite öğrencileri bu kadar mı salak yerine konulur. Zaten temsilcileri (hem bölüm hem konsey başkanı) öğrencileri temsil etmezken, sürelerini uzatmak nedir?

Ben 4 yıldır okuyorum, kendi bölüm temsilcimin bizi temsil ettiğine yaşanan sıkıntılara en azından bir çözüm önerisi sunduğunu hatırlamıyorum. Çünkü bölüm temsilcilerinni ve konsey başkanının görevi takım elbise giyip kurtlar vadisicilik oynamaktır. Zaten siyasi teamülleri de bu yöndedir.

Konsey başkanının gördük "ana dilde eğitim hakkı isteyenler" provakotördür sözünü. Kendisi Bilkent Siyaset Bilimi bölümünde ana dilinde eğitim görmezken bu söylemi ne kadar ilgnçtir.

Şimdi gel gelelim jaguar meselesine. Ben bu olaya tepki gösteren bilkentlinin jaguar yüzünden tepki gösterdiğini düşünmüyorum. Bilkentli öğrenci, ortadaki temsilcinin kendisini temsil etmemesinden bu güne kadar bir şey yapılmamasından ötürü koyuyor ortaya bu tepkiyi.

Yahu vakıf okulu diye herkes zengindir karinesi mi işliyor bilkentte. marmaradaki yemek fiyatları nedir öyle ki marmara bilkentin en ucuzu. Diğer yerlere değinmiyorum bile.

Ya da daha önemlisi, öğrenci temsilcileri niye bu üniversite öğrencilerinin okulda söz sahibi olabilmesi için çalışmıyor. Çünkü A. Altınelin görüşüne yazdığı mesaja göre anlıyoruz ki, söz sahibi olan, eleştiri yapan adam marjinaldir.

Ne marjinallikmiş arkadaş. Bugün diğer okullarda normalce insanların haklarını arayabilmek için yapılan herhangibir eylem bilkentte yapılabiliyor mu? hayır. En basitinden öğrenciler gidip marmaraya oturup evlerinden yemek getirip, fiyatları protesto edebiliyor mu? hayır. neden çünkü öyle bir sindirmişlik var ki, rektörlük seviyesinde öğrencilerin sıkıntlarını dile getirmesi grekenler de bunu yapmayınca, 'imza toplayan okuldan atılır' mantelitesiyle yürüyor işler. ya da ge250 kisvesi altında insanlar fişlenmiyor falan.

sonuçta ortadaki durum budur. bir jaguar sayesinde ulusal basına yansımıştır olay bir ucundan. doğal olarak da öğrenciler seslerini duyurmak istemektedirler.

Adsız dedi ki...

Konu o kadar çok uzayıp gitmiş ki ama sabırla okudum .... Arkadaşlar ben üniversiteyi bitireli 10 sene oldu neredeyse; Bizim zamanımızda vardı sorunlarımız belki şimdi kinlerden çok daha fazla. Ama bence sonuç şu oldu bu arkadaş belki arabasıyla belki parasıyla ama öylede böylede ulusal medyaya konu oldu (Reklamın iyisi kötüsü olmaz) İleride bu arkadaşı da siyasette görürüz millet vekili olarak belkide bakan olarak ... Sizin sorunlarınıza gelince konu ulusal medyaya yansıdı bir kaç gün ilgilenirler ondan sonra gene aynı tas aynı hamam... Eminim değiştirmek için bir şeyler yapıyorsunuzdur vazgeçmeyin de ama biraz daha yürekli yapın işlerinizi biraz daha duyurun sesinizi .Öğrenci olmak zor iş bu memlekette ama emin olun mezun olunca da bir şey değişmeyecek.

Adsız dedi ki...

Medyanın saldırısı bir A.Altınel saldırısı degil Bilkent'e olan saldırıdır. Buna tüm Bilkentliler önce bu acıdan bakmalıdır. Sonrası da haber: "zenginin malı züğürdün çenesini yorar."

Adsız dedi ki...

Alpercim burayı okuyorsan ki okuyorsundur eminim, önce 1-2 lafım var facebook da profilindeki uludağ gezilerin, barda arto ile kadeh tokuşturmaların, 300-400TL lik gunes gozluklerin ile verdigin pozları gazetevatan a yolladım. Mailin cevabı ne oldu biliyormusun? Aynen copy paste yapıyorum:

Sevgili Mert,

Fotoğraflar için teşekkür ediyorum haberini yaptığım şahıs zaten sonradan görme görgüsüz bir ailenin görgüsüz bir çocuğu, bu tar kişiler 5-6 kişinin gazı ve desteği ile kendini sultan sanır aldığı milangaz ile sağa sola yılmadık gibi yorumlar yazar bu tarz boş balon örnekleri ben gazetecilik yaşamımda çok gördüm, o yüzden fotoğrafları yayınlayarak bu görgüsüz sesi ince telli yağız milliyetçi delikanlıyı tekrar manşetlere taşımam bu mesleğime hakarettir.

Okul yaşamında başarılar Mertcim,


ee noldu yani? diyeceksin ki eminim dersin sen daha röportajını hatırlamazsın yok 700-800tl kiralık yerde kalıyorum, yok babam zar zor ödüyor okul paramı gibi komik ifadeler verme tırsınca, sonradan ortaya çıkınca pısıp kalırsın hep böyle alpercim.

Fazlada ortalarda dolanma yüzün kızarsın az biraz (m)adamlık varsa tabi.

Gözlerinden öpüyorum seni ;)