18 Ağustos 2013 Pazar

medrese günlükleri - üç

Medresede uyumak çok güzel. 2.günün ardından iliklerime kadar hissediyorum bu durumu. Keşke hayat müsade etse de, bütün bir yazı burada geçirebilsem. Sabah yumurtalı ekmeğin, masada kral olduğu güzel bir kahvaltıyla açıldı. Ardından çok uzatmadan çalışmaya başladık. İkinci gün; benim de kendi duvarlarımı kırmama vesile oldu. Dün, Oidipus-Sfenks sahnesinin ilk 5 saniyesi için yazdıklarımı okumaya cesaret edememiştim. Zira benden önce okuyanlar, bu cesaretin boyutunu güzellikleriyle büyütmüşlerdi. Bugünse; bence aramızda en güzel yazmış olan Cem’in ardından kendi yazdıklarımı okuttum. Daha ilk anda Beliz Hoca büyük bir yanlışı farketmiş bir ifade takındı. Yazdıklarımın içine tepiştirmiş olduğum fikirler bana kalırsa sağlamdı ve bunların herkese ulaşmış olması beni çok mutlu etti. Sıkıntı ise çok daha temeldi; yine olaydan çok karakterin iç dünyasına dalmış ve fikirlerimi diyaloglara değil, parantez içlerine yerleştirmiştim. Bu hata daha önce düşmüş olduğum bir hata değildi, fakat şimdi bana maliyeti büyük oldu. Beliz Hoca’dan daha fazla şey öğrenebilme şansımı istemeden gömmüş oldum. Yine de bu tecrübeden bile, özellikle de ekibin olumlu ve konuşkan havası sayesinde kendime çok şey kattığımı hissediyorum. Yazılar, çok güzeldi. Okunup da kulağıma tırt, kötü gelen tek bir sahne olmadı. Ve yorum farkları, tartışmaya değer bir çok malzeme çıkardı bize. Akşam yemeğinin ardından medrese ekibiyle voleybol oynadık. Olanca kötü oyuna karşın, voleybol oynayarak hiç bu kadar eğlendiğimi hatırlamıyorum. İnsanın saygı duyabildiği kişilerle yaptığı her aktivite, olduğundan çok daha eğlendiriyor. Gecenin ilerleyen saatleri birlikte yaptığımız sohbetlerle geçti. Aralarında tiyatro ile ilgili en az şey yapan kişinin ben olması, her sohbetin bana yeni ufuklar açması şeklinde sonuçlanıyor.

Bugünki asıl sürpriz ise bu geceki “katil kim?” oyunuydu. Oyunu ilk kez oynamama, kimseyi tanımıyor olmama karşın, yine eğlenceli 2-3 saat geçirdiğimi belirtmemde fayda var. Gün geçtikçe kendimi buranın parçası gibi hissediyorum. Çaktırmadan kitap isimleri, tiyatro kuramcılarının isimlerini not alıp, yeni yolculukların kaldırım taşlarını döşüyorum. Uykum geldi artık. Cümlelerimin topalladığının farkındayım. İyi geceler. 

Hiç yorum yok: