24 Haziran 2009 Çarşamba

Plaza İnsanı Yemek Yer mi?

Ofisden gözlemlere devam ediyoruz..

Uzaktan bakınca sanki plaza insanı sadece lüks kafelerde yemek yer, telaffuzunda zorlanılan kahveleri içer gibi görünüyor. İnsan ister istemez geriliyor haliyle onca plaza insanının yanında. Çünkü muhtemelen hiçbiri bilmiyor ofise gelmeden önce yediğim anneanne gözlemesi hakkında herhangi bir şey..

İçine girip gördüm, yok öyle bir şey. Hepsi de normal insan gayetiyle, ofise gelip kek satan abiyi hepsi dört gözle bekliyor, ofisde demledikleri çayı içip, ofisin mutfağında yemek yiyorlar. Neysem, ofisde yemek gerilimindeyiz bu aralar fazlasıyla. Şirket içerisinde buradaki ofisde 30 küsür çalışan var, her gün neredeyse hepsi 7 kişilik mutfakda sırayla yemek yiyorlar. Yemek kişi sayısına göre tencerede geliyor. Haliyle kişi başı 3 köfte, kişi başı 2 kepçe çorba, kişi başı 4.17 gram sütlaç gibisinden bölünmeler oluyor. İlk giren gruplar genelde toplam yemek miktarını görünce bu bölünmeleri pek umursamıyorlar, haliyle her yemek sonu abuk subuk streslere sebep oluyor. İşin garip yanı sorulunca, böyle aslında 3 köfteydi hakkımız ama 2 yedik biz gibisinden cevaplar veriyorlar :). Neyse ki yemek yiyen ilk gruplardan olduğumuz için ben ve Burak'ın başına daha böyle sorunlar gelmedi. Ama uzaktan bakınca böyle afili, zengin duran şirketin yemek konusunda böyle sıkıntılar yaşaması komik görünüyor. Ofisdeki tek gerilim buydu şimdilik, a bir de dün yandaki ofisdeki bağırışmalar var tabi de, o ofis fazla yönetim bizim için, bilmiyoruz haliyle ne oluyor ne bitiyor.

Şu an çaprazda Yavuz abi, "kahpe kader" şarkısını açıp bu şarkı çıktığında 6 yaşındaydınız diye bizle dalga geçiyor:) . Evet, çalışmak zamanıdır. Buluşmak üzere..

Hiç yorum yok: