24 Haziran 2009 Çarşamba

Yağmur

Yüzlerce şarkı vardır sanırım içinde "yağmur" olan. Hiçbirini oturtamaz ama insan Ankara'ya.. Ankara daha farklıdır.

Eritti işte bütün karları, şimdi sinir bozucu ufak beyaz kar toplulukları dışında hiçbir iz yok Ankara'da, bir anda örtünen beyaz örtüden. Yine her yer gri..Yine her yer beton.

Bilkent'te de durum pek farklı değil. Yaklaşan final dönemiyle okula hafiften bir gergin hava sardı. Şahan C Blok'a geldiğinde, mayfest zamanı Bilkent sex kokar diyordu, sanırım şimdi de hafiften g.t korkusu kokuyor :)

24 saat açık Mozart, şu sıralar öğrencinin en yakın dostu. Yıllardır, Cuma harici tüm gece açık olan cine5 nasıl olur da hala kahvehane görüntüsünü yıkamıyor anlamak mümkün değil, evet neticede bir halısaha cafesi ama; koca bir dönem boyu gece saatlerinde öğrencilerin gelebileceği tek yer iken; hala bu denli iğrenç kokması anlaşılır gibi değil. Allah'tan 5 ocak'la birlikte Mozart açıldı. Aslında gece kalabalığını gördükten sonra, yıl boyu yapılabilicek 24 saat Mozart hizmetinin çok da güzel olabiliceğini söylemek güç değil, Mozart için de güzel bir kazanç olabilir.

Bu arada, aferin kapitalizm. Evet, 5 liraya sandviç, 2 liraya üçü bir arada satan yere muhtaç ettin, açık kalsın da sürekli kazıklanalım dedirttin.. Of!

Neyse..

Kış.. Soğuk.. 78'in önünde titreyen siyahlı beyazlı köpek.. 78'in önünde herkese saran siyahlı beyazlı kedi..

Sırf bunun için bile sevmiyorum kışı, ne Bilkent'de.. ne de Ankara'da..

Hiç yorum yok: